“Bazen kaybolmak gerekir. Çünkü insan kendine en çok yitirdiği yerde rastlar.”
Uzun zamandır kendimde değildim.
Düşüncelerim dağınıktı, bedenim yorgundu, kalbim karmaşayla doluydu.
Sağlıkla ilgili bekleyişler, sevdiklerimin hastalıkları, arkadaşlık denemeleri, ruhumun sesine sağır kalmalarım…
Birbirini takip eden küçük ama ağır olaylar zinciri.
Ve her biri beni biraz daha uzağa savurdu kendimden.
Yazmaya da ara verdim. Çünkü içimden taşan bir şey kalmadı sanmıştım.
Ama biliyor musunuz, bu akşam… çok uzun bir aradan sonra ilk kez kendim gibi hissettim.
Yüzümde hafif bir tebessüm vardı, içimde “işte bu!” dediğim bir kıpırtı.
Yine aynı kişi değilim, belki hiçbir zaman da olmayacağım.
Ama artık yine benimle birlikteyim.
Bazen Susmak Gerekir
Sosyal medyanın, üretkenliğin ve her daim “iyi hissetme” baskısının içinde, kötü hissettiğimizde bile hemen toparlanmaya çalışıyoruz.
Ama ruh, öyle hemen geçmiyor.
Dinlenmek istiyor.
Bırakılmak istiyor.
Sessiz kalmak istiyor.
Ben de öyle yaptım bu süreçte. Sessizce, kimseye anlatmadan, bazen kimseye görünmeden yaşadım acımı.
Ve şimdi geriye dönüp baktığımda görüyorum ki:
İyileşme, en çok içten içe oluyor.
Kendine Dönmek: Aynı Kişi Değil, Ama Yine Kendin
Şimdi farklıyım.
Yaşadığım her şey beni değiştirdi.
Ama özüm aynı kaldı.
Sevgiye inancım, yazmaya olan tutkum, iyileşmeye olan niyetim…
Bazen “eskisi gibi olamamak” bizi korkutur.
Ama belki de mesele tam olarak bu:
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, ama bu kötü bir şey değil.
Çünkü olgunlaşıyoruz.
Çünkü büyüyoruz.
Çünkü, evet… daha şefkatli, daha anlayışlı ve daha güçlü oluyoruz.
Küçük Şeyleri Bırakmak, Büyük Huzur Getiriyor
Beni üzen şeyleri artık taşımıyorum.
Bir lafı, bir tavrı, bir mesajı, bir beklentiyi…
Hepsi şimdi o kadar önemsiz ki.
Çünkü anladım: hayat çok ince bir iplik.
Ve bu iplik üzerinde sevdiklerimizle kurduğumuz bağlar, kırgınlıklardan çok daha kıymetli.
Artık oraya tutunuyorum.
Herkesin Döneceği Bir “İç” Vardır
Bu yazıyı okuyan sen…
Belki şu an dağıldığını, kaybolduğunu ya da çok uzaklara savrulduğunu hissediyorsun.
Ama şunu bil: için bir yere gitmedi.
Sen hâlâ oradasın.
Sadece biraz zamana, biraz durmaya, biraz sessizliğe ihtiyacın var.
Kendini yeniden bulacaksın.
Üstelik yepyeni bir halinle.
Tıpkı benim gibi.
Bugün kendime döndüm.
Yine ben oldum.
Belki biraz daha kırılgan, belki biraz daha bilge…
Ama yine de ben.
Ve bunu herkes için diliyorum.


Yorum bırakın