Bugün 8 Mart. Bir yandan Dünya Kadınlar Günü, bir yandan da benim için özel bir gün… Bugün babaannemin vefat yıldönümü. Hayatın ne garip döngüleri var, değil mi? Bir yanda kadın mücadelesinin simgeleşmiş günü, diğer yanda hayatımda iz bırakmış güçlü bir kadının anısı.

Kadınlar Günü’nün kutlandığı bu gün, yalnızca çiçeklerle hatırlanması gereken bir tarih değil. Bu gün, kadınların eşitlik, emek, hak ve özgürlük mücadelesinin bir simgesi. Peki, bu özel gün nereden geldi ve neden bu kadar önemli?

Kadınlar Günü’nün Kökeni

8 Mart 1857’de, New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan kadın işçiler, daha iyi çalışma koşulları ve eşit haklar için greve başladı. Ancak bu grev, büyük bir trajediyle sonuçlandı. Fabrikaya kilitlenen işçiler, çıkan yangında hayatını kaybetti.

Bu olaydan yıllar sonra, 1910 yılında Danimarka’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerildi. Ve o günden bu yana, kadınların hak mücadelesi, eşitlik arayışı ve emeği bu tarihle anılmaya devam etti.

Ancak, kadın mücadelesi yalnızca bir günde değil, her gün var olmaya devam eden bir gerçeklik.

Kadınlar Hep Buradaydı, Hep Burada Olacaklar

Bugün, etrafına baktığında hangi kadınların emeğini görüyorsun?
Bir anne, bir öğretmen, bir doktor, bir işçi, bir mühendis, bir yazar, bir şifacı, bir sanatçı, bir bilim insanı…

Kadınlar, hayatın her alanında büyük bir güç ve azimle mücadele etmeye devam ediyor. Çünkü biliyoruz ki, bu dünya kadınların emeğiyle, mücadelesiyle ve sevgisiyle şekilleniyor.

Ama kadın olmak, sadece üretmekten ibaret değil. Kadın olmak, kimi zaman var olabilmek için savaş vermek, kimi zaman sesini duyurabilmek için çırpınmak, kimi zaman da sessiz kalmaya zorlanmaktır.

Ve en önemlisi, kadın olmak birbirine destek olmak, yol göstermek ve omuz omuza yürümektir.

Babaanneme ve Tüm Güçlü Kadınlara

Bugün benim için sadece Dünya Kadınlar Günü değil, aynı zamanda babaannemi anma günü. Güçlü, dirençli, hayata karşı dimdik duran bir kadındı. Bana ve çevresindeki herkese, hayat ne kadar zor olursa olsun güçlü kalmayı, pes etmemeyi ve her şeye rağmen ayakta durmayı öğretti.

Ve aslında hepimizin hayatında böyle kadınlar var. Kimisi artık yanımızda değil, kimisi hâlâ bizimle… Ama hepsi, bir iz bıraktı, bir mücadeleye öncülük etti, bir şeyleri değiştirdi.

İşte bugün, o kadınları anma, emeklerini görme ve kadın dayanışmasını hissetme günü.

Tüm güçlü, mücadeleci, üreten, pes etmeyen, düşüp kalkmayı bilen, yol açan, yol bulan kadınlarımızın günü kutlu olsun.

Ve bir dilekle kapatalım:
Kadınların öldürülmediği, çocukların savaşlarda kaybolmadığı, hiçbir canın şiddetle susturulmadığı bir dünya mümkün olsun. 💜