Bugün yine metrodayım… Belli ki ilhamımı raylı sistemlerden alıyorum. Ama bu kez bambaşka bir konu için yazıyorum. Bugün Özlem’in doğum günü. Ve biz bu yıl, prime dönemimizi resmen ilan ettik!
Şimdi buraya kadar her şey normal, değil mi? Peki ya şu detay? Bugün 14 Şubat!
Kimileri için çiçekler, çikolatalar, büyük kutlamalar… Ama biz mi? Biz bugün, bir doğum gününü ve yeni bir çağı kutluyoruz. Çünkü bazı günler, sadece kutlanan özel tarihlerden ibaret değildir. Bazen bir dostluk, bir hayat enerjisi ve “hadi, bu yıl bizim yılımız olsun” dediğin bir başlangıç günüdür.
Bazı tarihler, hayatında birkaç kez gerçekten özel anlamlar yüklenir. Geçmişte, kalbime dokunan bir an bırakmış olabilir ama bugün, yeni bir anlamla daha da güzelleşiyor. İşte bazı günlerin güzelliği de burada… Zaman geçse de, her seferinde başka bir ruh haliyle yaşanır ve bambaşka bir hatıraya dönüşür.
Özlem’le yollarımız Altınoluk’un yaz akşamlarında kesişti, sonra bir gece Asmalı’nın ışıkları altında oraletlerimizi 🙂 yudumlarken fark ettim:
Bu kız kesinlikle benim karmik ikizim. Birbirimizi bir yerlerden tanıyormuşuz gibi, ama yıllar sonra tekrar buluşmuşuz gibi… Ve biz o an anladık ki, bu dostluk burada kalmayacak.
Bazı insanlar hayatına girer ve çıkmaz.
Bazı günler sadece takvimde değil, kalpte bir yere yazılır.
Ve bazı yıllar gerçekten prime dönemini hak eder!
Şimdi burada durup bir şey itiraf etmem lazım. Benim 30’um olmadı. Evet, kabul ediyorum, olmadı. Ama bugün Özlem’in yeni yaşına girerken, “Selam prime dönem!” diyerek bu gece benim için de bir kutlama olacak! İkinci seferde 30 daha güzel olabilir diye düşünüyorum, ne dersin Özlem? 🙂
Ve son olarak, kelebekler ve güller…
Hani her dostluk bir simgeyle anılsa, Özlem kesinlikle özgürce uçan bir kelebek ve en parlak açan gül olurdu. Çünkü o, bulunduğu her yere neşe katıyor. Ve ben biliyorum ki, önümüzdeki yıllar çok güzel şeylere gebe.
O zaman, bu yeni yaşa bir kadeh kaldırıyoruz! (Tabii ki oralet)
İyi ki doğdun Özlem!



Yorum bırakın